Comments are off for this post

(UPDATED) ՈՉ ԵՒՍ Է ՍԱՐԳԻՍ ՍԵՐՈՎԲԵԱՆ – We have lost our beloved Baron Seropyan (1935-2015) – Baron Seropyan’ımızı kaybettik (1935-2015) – (AGOS)

 

Baron Seropyan'ımızı kaybettik

We have lost our beloved Baron Seropyan

 We have lost the pillar and history of our newspaper, the editor of our Armenian section, our everything, Sarkis Seropyan, this evening, on 28 March 2015, Saturday. We bow respectfully before the memory of Sarkis Seropyan, who has been a symbol synonymous with Agos since its foundation, and offer our condolences to his family and all loved ones.

Born in 1935, Sarkis Seropyan began working after he graduated from secondary school, and at the same time wrote articles in Armenian for various magazines and newspapers. Upon Hrant Dink’s offer, he became a member of the team that, in 1996, founded the Agos newspaper, and was since the editor of the Armenian section of the newspaper. Seropyan is survived by his wife and two children.

Baron Seropyan’ımızı kaybettik

Gazetemizin tarihi, temel direği, Ermenice sayfaları editörü, her şeyimiz Sarkis Seropyan’ı 28 Mart Cumartesi akşamüzeri kaybettik. Kuruluş sürecinden bu yana Agos ile bütünleşmiş bir simge olan Sarkis Seropyan’ın hatırası önünde saygıyla eğiliyor, kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

1935 yılında doğan Sarkis Seropyan, ortaokuldan sonra iş hayatına atıldı,bir yandan da çeşitli dergi ve gazetelere Ermenice makaleler yazdı. Hrant Dink’in teklifi  üzerine 1996’da Agos gazetesini kuran ekipte yer aldı ve Ermenice sayfaların editörlüğünü üstlendi. Baron Seropyan o tarihten bu yana Ermenice sayfaları yönetti. Seropyan evli ve iki çocuk babası.

===============================

===============================

Baron…

POSTED BY  ⋅ 28 MART 2015 ⋅
1 Vote

 

Üniversite harçlığı biriktirmek için harbiyede Baron Hrant’ın kitabevinin kapısını çaldığımda 1998’in Eylül’üydü.

Baron Hrant “Fotoğraf çekmesini biliyor musun?” diye sorduktan bir saat sonra en süt kattaki Agos ofisindeydim. Baron Seropyan, Arman, Leda ve diğerleri ile tek tek tanıştırdı. Agos’un fareli ofisindeydik. Her şey çok dağınıktı. Kalabalık bir masanın etrafında gazeteler okunuyor, bir sürü kağıt parçası üst üste “arşiv” oluşturulmaya çalışılıyordu.

Ben ilk zamanlarda Perşembeleri gazete katlar, arada dağıtıcılar gelmeyince gazete dağıtır, arada da Sarkis Seropyan’dan hikayeler dinlerdim. Çoğunlukla ona buna kızgınlığının sebeplerini anlatırken dağlardan taşlardan, Ermenilerin mitolojik tarihinden Sovyetler Ermenistan’ında olup bitenlerden bahsederdi…

Ermenice sayfalarını o hazırlıyordu.

Buzdolapçı Arto’nun oğlu”

İlk tanıştığımız gün bana bunu demişti.

Buzdolapçı Arto’nun oğluydum ben onun için.

Kendisi de meslektendi. Gazetecilikten ya da Ermeni edebiyatı ya da Ermeni dilinden değil. Buzdolapçı camiasından. Dolapderede adını iyi bilirlerdi…

Baron Hrant çağırdığında gelip Agos’ta kendisine tüm eleştiri yapanlara inat Ermenicesini döktüre döktüre gazetenin Ermenice sayfalarını bugüne kadar ayakta tuttu.

Şimdi benim Agos’a ilk gittiğim o günün üzerinden neredeyse 17 yıl geçti.

O zaman Makine Mühendisliği okuyor ve gazetede çalışıyordum.

Ermenice yazmaktan korkuyordum ve korkuyorduk, benim gibi birçokları. Diğer Ermenice gazetelerdeki dilin ağırlığından ve eleştirilme korkusundan. Seropyan bizim gibi gençlere örnek oldu. Yol açtı, yardım etti.

Sayesinde dil bilimcisi olmadan da dili kullanabilecek kadar cesaret kazandık bir çoğumuz.

Bugün Buzdolapçı’nın oğlu ben, Baron Seropyan’ın yolundan giden birçokları gibi (Baron Hrant da dahil) o cesaretle gazetecilik yapıyoruz.

Hiç unutmam bir gün o fareli Agos ofisinden gece çıkarken, Baron Hrant Seropyan için şöyle demişti: “Dil ve tarih konusunda bu kadar şeyi kendi kendi öğrenen Seropyan’a Baron denmez de ne denir?”

Agos’ta çalıştığım süre boyunca iki Baron’um vardı benim biri Baron Hrant (2007), diğeri Baron Hrant’ın da BARON’u Sarkis Seropyan 28 Mart akşamı vefat etti. Hayatımdan bir ömür, memleketimin topraklarından koca bir mihenk taşı kaydı. Artık bizi yukarıda yılıdzların yanından izleyecek… Çok sevdiği Ermeni tanrıçası Anahit‘in yanından…

.

                             ՑԱՒԱԿՑՈՒԹԻՒՆ
Սիրտի խոր ցաւով վերահասու եղայ,Պոլսահայ մամուլի Ակօս շաբաթաթերթի հայերէն բաժնի  բազմաշատ,վաստակաւոր ու հանրածանօթ խմբագիր
                     Պր.Սարգիս  Սերոբեանի
մահուան գոյժը:
Խոր սրտաբեկութեամբ կը վշտակցիմ հանգուցեալի համայն ընտանեկան պարագաներուն եւ Ակօս շաբաթաթերթի անձնակազմի հետ.
Ամենակալ Տէրը հանգուցեալին հոգին իր լուսաւոր օդեաններուն արժանի ընէ,իսկ սգակիր կողակիցին,զաւակներուն, ընտանեկան պարագաներուն ու Ակօս շաբաթաթերթի անձնակազմին ալ հոգւոյն սրբոյ մխիթարութիւն պարգեւէ.
Աստուած հանգուցեալին հոգին լուսաւորէ ու հողը թեթեւ թող ընէ.
Յիշատակն արադարոց Օրհնութեամբ եղիցի եւ վաստակն ապրողաց Օրհնեալ եղիցի.
                                       ՍԱՌԳԻՍ  ՍԵՐԵԲԵԱՆԻ
                                             Կենսագրականը
Ծնած է  1935 թուականին Իսթանպուլ, 2 տարեկան հասակին հայրը մահացաւ որբ մնաց է.Միջնակարգի ուսումէն վերջ պարտաւորուեցաւ իր դպրոցական կրթութեան վերջ տալ եւ աշխատանքի կեանքի անցնիլ,1990 թուականին սկսաւ յօդուածներ գրել թերթերու մէջ:1996 թուականին լոյս տեսնող Ակօս շաբաթաթերթի  հիմնադիր խմբագիրներէն է եւ այդ թուականէն իվեր մինչեւ այսօր կը վարէր թերթի հայեր բաժին.
Սարգիս Սերոբեան ծանօթ է նաեւ որպէս ժողովրդական պատմաբան  եւ հետազոտիչ գրագէտ.
Անտոլուի հնագոյն ժողովուրդներու պատութեան ու աւանդութիւններուն հմուտ ու բանասէր Սարգիս Սերոբեան հեղինակն է գիրքերու ու շատ մը թարգմանութիւններու.
Ան,Պաղտիք Աւետիսեան ծածկանուով  հայերէնէն, թուրքերէնի թարգմանաց է Փրօֆ.Լեւոն Խաչիկեանի “Հէմշինի Գաղտնիքը” անուն գիրքը.
Տոքթ.Սարգիս Ատամ
                                                 TAZİYE
Agos gazetesi kurucularından ve Ermenice sayfalarının değerli editörü,Halk tarihçisi,araştırmacı yazar
                             Ustad   SARKİS SEROPYAN’ın
Ölüm haberi derin üzüntüyle duydum.
Merhuma rahmet diler mekanı cennet olsun der,kederli ailesine,çoçuklarını,Agos ekibine ve mesai arkadaşlarını taziyelerimi sunar acılarını paylaşırım.
Merhum Ustadımız nurlar içinde uyusun,toprağı hafif olsun.Allah rahmet eylesin:
                              SARKİS  SEROPYAN KİMDİ?
1935 yılında İstanbul’da doğdu. İki yaşındayken babasını kaybetti. Ekonomik sıkıntılar yüzünden ortaokuldan sonra öğrenciliği bırakıp çalışmaya başladı. 1990’lı yılların sonunda gazeteciliğe başladı. Agos gazetesinin kurucularından ve yazarlarındandır.1996 yılından bugüne kadar gazetenin Ermenice sayfalarının editörlüğünü yürütmekteyidi,aynı zamanda Halk tarihçisi ve araştırmacı-yazar olan rahmetli, Anadolunun kadim halkları ve tarihleri hakkında derin bilgi ve birikime sahipti:  Yayınlanmış kitapları var, çeviriler yaptı. ‘Bağdik Avedisyan takma ismiyle Prof.Dr. Levon Haçikyan’ın, ‘Hemşin Gizemi’ kitabını Türkçeye çevirdi. ‘Gelecek Uzun Sürer’ adlı sinema filminde oyuncu olarak rol aldı.

Dr.med.Sarkis Adam
==================================================

Gazeteci Sarkis Seropyan yaşamını yitirdi

Hrant Kasparyan / Demokrat Haber
 Agos gazetesinin temel direklerinden biri olan gazeteci yazar Sarkis Seropyan İstanbul’da hayatını kaybetti. 1996 yılında bir grup Türkiyeli Ermeni ve Hrant Dink tarafından kurulan Agos gazetesinin emektar çalışanı Sarkis Seropyan, kısa süreli hastalığının ardından 28 Mart Cumartesi günü hayatını kaybetti.

Bir süre önce Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nde müşahede altına alınan emektar gazeteci Sarkis Seropyan, geçtiğimiz günlerde evinde istirahate çekilmişti. Agos gazetesinin kuruluş aşamasından günümüze dek sayısız makalelere, kültürel ve tarihsel içerikli özel dosyalara imza atan Sarkis Seropyan, Agos’un Ermenice sayfalarının editörlüğünü de üstlendi. Gazetenin genel yayın yönetmeni Hrant Dink hakkında, “Türklüğü aşağıladığı” suçlamasıyla 301’inci maddeden açılan davada, Sarkis Seropyan gazetenin imtiyaz sahibi sıfatıyla bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1935 yılında doğan Sarkis Seropyan, Agos’un kuruluşundan önce de çeşitli dergi ve gazetelere Ermenice makaleler yazdı. “Bağdik Avedisyan” müstear ismiyle Prof. Dr. Levon Haçikyan’ın, “Hemşin Gizemi” adlı kitabını Türkçeye çevirdi. Seropyan, Ermeni, Rum, Asuri-Süryani, Ezidi, Gürcü, Bizans, Pers, İran, Osmanlı, Kürt, Zaza, Alevi, Hemşin Ermenileri ve Müslümanlaştırılan Ermenilerin de dahil olduğu enternasyonel bir vizyonla önemli makaleler, kültürel ve tarihsel içerikli dosyalara imza attı. Agos’un sembol isimlerinden biri olan Sarkis Seropyan, 2009 yılında hayatını kaybeden Ermeni komünist yazar Sarkis Çerkezyan’ın da yakın arkadaşıydı.   Seropyan, yayın hayatı dışında, “Gelecek Uzun Sürer” adlı sinema filminde oyuncu olarak rol aldı. Tarihi Batı Ermenistan’da yer alan Ermeni tarihi ve kültürel eserleri konusunda sayısız makaleler yayımlayan Sarkis Seropyan, anayurtlarını ziyaret etmek isteyen Diasporalı Ermeni kafilelerine de rehberlik etti. Evli ve iki çocuk babası olan Sarkis Seropyan, önümüzdeki günlerde İstanbul’daki Ermeni kilisesinde yapılacak olan cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlanacak.

Demokrat Haber
====================================

Հարցազրոյց Պոլսոյ «Ակօս» թերթի խմբագիր Սարգիս Սերոբեանի հետ

ՏպելԷլ.փոստ

Ուրբաթ, 24 Հոկտեմբեր 2014 08:01

Դասաւորում – Հարցազրոյցներ

Ծնած եմ 1935 թուականին Պոլսոյ մէջ։ Հօր կողմէ աքսոր չտեսած ընտանիքէ մը, մօր կողմէ՝ աքսոր տեսած ։ Իմ հօրս հայրը ծնած է Սեբաստիոյ Զարա շրջանը եւ երիտասարդ տարիքէն Պոլիս եկած է աշխատելու։ Հօրս մայրը բուն պոլսահայ ընտանիքէ էր։  Իսկ մօրս հայրը զինուորական բժիշկ էր. ուր որ իրեն կը ղրկէր Օսմանեան բանակը ստիպուած էր երթալու։

Մօրս մայրը հարուստ ընտանիքէ մըն էր եւ անոր հայրը գաղութին բարերարը եղած էր։ Ջարդի ժամանակ իր մեծ հայրը նահատակուեցաւ, իսկ մեծ մայրիկը աքսորուելէ ետք վերադառնալով Պոլիս ծառայ եղաւ հարուստ տուներու մէջ եւ այս ձեւով ապրեցուց իր ընտանիքը։ Իմ ծնելէս երկու տարի վերջ հայրս մահացաւ ծանր հիւանդութենէ։ Փոքր տարիքիս, այսօրուայ Քուրթուլուշ՝ յունական Պոլսոյ Թաթաւլա շրջանը մեծցած եմ. շատ յունարէն լեզուն լսելէս կը յիշեմ շատ մը յունական բառեր։  Հոն հայկական վարժարան մը յաճախած եմ – Արթի կրթարանը, որը այլեւս փակուած է եւ շատերը նոյնսիկ չեն յիշեր անոր գոյութիւնը։
15 տարեկանիս մեծ հայրիկիս մահէն ետք  տեղափոխուեցանք Փերայի շրջանը, ուր մայրս, մեծ մայրս եւ ես փոքր սենեակի մը մէջ սիրով ապրեցանք։ Ստիպուած դպրոցը ձգեցի եւ գործի մտայ։  Որոշած էի լքել այս երկիրը եւ Հայաստան տեղափոխուիլ, ուր մօրեղբայրս կ’ապրէր, բայց մերժուեցաւ այս դիմումս Սովետական կառավարութենէն, ես ալ այլեւս որոշեցի որ հոս պիտի մնամ, հակառակ որ մեծ դժուարութիւններ դիմագրաւեցինք՝ 1955ի եղելութիւնները, 1943ի Ունեւորութեան Տուրքը, եւայլն, եւայլն։
Երբ որ ամուսնացայ Պաքըրգիւղ տեղափոխուեցանք, կնոջս հետ։ Կինս կ’աշխատէր Տատեան վարժարանին մէջ։ Գործիս, ընտանքիքիս, զաւակներուս կեանքիս զուգահեռ՝ կ’առաջանար նաեւ գաղութին հետ զբաղումս։

Ի՞նչ մղեց քեզի որ գաղութային հարցերով զբաղիս։

Երբ որ զինուորագրուեցայ՝ մասնագիտութիւնս անթել յարաբերութիւններն էին եւ ինծի ղրկեցին Թուրքիոյ Արեւելեան շրջանները։ Այսպիսով գտնուեցայ Սեբաստիա, Քոնիա, Էրզրում, Էրզնճան, Անգարա եւայլն։ Այդ ժամանակ շատ բան ալ չէի հասկնար, բայց երբ զինուորական քարտէսներուն մէջ նկատեցի գիւղերու անունները, ինչպէս Բրքնիկ, Ջերմուկ, Կամուրջ, Իշխան, Տէրիք եւայլն, այսպիսի  հայկական անունները՝ ուշադրութիւնս գրաւեցին։ Ազատ ժամերուս, տեղացիներէն կը խնդրէի որ այդ գիւղերը տանին զիս։ Զինուորական հագուստովս, ոեւէ մէկը չէր հասկնար որ հայ էի։ Ուստի ամէն հարցումներուս ալ կը պատասխանէին։  Այսպէս տեսայ ամայացած հայկական գիւղերը։ Գերեզմանատան քարերուն վրայ հայկական անուններ փորագրուած էին, աղբիւրներու վրայ հայկական գրութիւններ։ Շէնքերը իւրայատուկ ճարտարապետութեան ոճ ունէին։ Մանաւանդ եկեղեցիները եւ դպրոցները։ Տեղացիները գիտէին եւ ինծի շատ անգամ կ’ըսէին՝ այս տեղերը հայերուն էին։ Բաւական ալ մանրամասնութիւններ կ’ըսէին թէ ինչպէս կը վարուէին հայերուն։ Ես աչքերովս տեսայ այդ հայկական եկեղեցիները, որոնք յիսունական թուականներուն թրքական կառավարութեան որոշումով ոչնցացան։ Այսպէս հետաքրքրութիւնս գրգռուեցաւ, սկսայ հարցնել վերապրողներուն, գիրքեր կարդալ մեր պատմութեան մասին։ Զինուորութենէս վերջ, կնոջս հետ, նոյնիսկ աւելի վերջ զաւակիս  հետ,  պատմական Հայաստանի գիւղերը եւ քաղաքները կ’այցելէի մեր արձակուրդի օրերուն ընթացքին։ Վերապրող հայերու հանդիպեցայ, որ իսլամացուած էին եւ շատ սերտ կապեր պահեցինք իրարու հետ որ մինչեւ այսօր կը շարունակենք ունենալ։ Այս ճամբորդութիւններս յօդուածներու վերածեցի եւ Պոլսոյ հայկական մամուլին մէջ լոյս տեսան։ Շնորհք պատրիարքի օրերուն եւ անոր օրհնութեամբ, հիմնուեցաւ Գաղթականաց Յանձնախումբը, որուն նպատակն էր Պոլիս տեղափոխել այն հայերը, որոնք ահռելի վիճակի մէջ կ’ապրէին Պատմական Հայաստանի շրջանէն ներս։ Օրինակ՝ Մարտինի Սիլոբի գիւղի բոլոր հայկական բնակչութիւնը տարինք Պոլիս։ Այս Գաղթականաց Յանձնախումբին առիթով ծանօթացայ երիտասարդ եւ իտէալիստ Հրանդ Տինքին, ինչպէս նաեւ այլ գործունեայ հայերու հետ։ Հրանդին հետ մեր ուղիները հանդիպեցան նաեւ 1995-ին, երբ որ ինծի այցելեց, հիանալի առաջարկով մը։ Նոր երկլեզու թերթ մը հրատարակել ե՛ւ հայերէն ե՛ւ թրքերէն, որովհետեւ այս երկրի խորերը ապրող հայերը հայերէն լեզուն չէին հասկնար։ Անմիջապէս համաձայնեցանք եւ տասը հոգինոց յանձնախումբ մը կազմեցինք, որպէսզի թերթի տպագրութիւնը սկսի։ «Ակօս» թերթը ընդունուեցաւ ոչ միայն հայերու այլ նաեւ յառաջադէմ գաղափարներ ունեցող թուրքերու, քիւրտերու կողմէ եւայլն։ Դժբախտաբար, «Ակօս»ով զբաղեցան նաեւ այս երկրի մութ շրջանակները։ Թերթի առաջին հիմնադիրներէն միայն ես կամ այլեւս։ Մէկ մէկ բոլորն ալ գացին։ «Դուն ինծմէ պզտիկ ես, դո՛ւն վերջին պիտի մնաս», ըսի օր մը կատակելով Հրանդին։ Շատ ժամանակ չանցած դառնօրէն հերքուեցայ: Հրանդ Տինքի դիակը «Ակօս»ի գրասենեակի մայթին վրայ էր… Ան դեռ շատ տալիք ունէր մեզի…։

Թէեւ Պոլիս կ’ապրիս հոգիդ, միտքդ եւ սիրտդ դէպի արեւելք կը նային։ Ի՞նչ է պատճառը։

Ինչպէս որ ուզեն թող ըսեն։ Թուրքիա, Բիւզանդիոն, Պարսկաստան, պատմական կամ արեւմտեան Հայաստան։ Ինծի համար կարեւորը՝ հոս է հայրենիքս։ Երբ որ Վան կը գտնուիմ աւելի հզօր կը զգամ։ Սեբաստիա՝ երջանիկ եմ։ Եփրատի ջուրը խմելով կը զովանամ։  Հակառակ արեւի զօրաւոր ճառագայթներուն եւ անտանելի տաքին, հակառակ նոր տեղացիներու արհամարհական նայուածքներուն, կրնայ ըլլայ քիչ մը ռոմանթիկ կը թուի՝ բոպիկ քալելը մեր հին քարերուն վրայ, մեր հին գետերու ափերուն զիս շատ աւելի մօտ կը բերէ նախահայրերուս։
Ներքին ուժ մը զիս մղեց երբ առաջին անգամ Խարբերթէն դէպի Մուշ կամուրջի մը տակ Եփրատի պղտոր եւ աղտոտ ջուրը խմեցի։ «Մի՛ խմեր պիտի հիւանդանաս, աղտոտած է», ըսին։ Այո, այդպէս էր, բայց ես ուխտած էի, որ երբ գետին առաջին անգամ մօտենամ, ափ մը ջուր պիտի խմեմ։ Որո՞ւն բացատրէի, որ այդ կամուրջէն իմ մեծ հօրաքոյրս ինքզինքը գետ նետած էր, չարչարանքներէ ազատելու համար… Մայրս, 8 տարեկան էր այն ատեն, իր քոյր-եղբայրներով ձայն տուած են. «Նայէ ինչ աղուոր կը լողայ մեր հօրաքը»։ Այդ տպաւորութեամբ անցեր են կամուրջը, եւ այդ տպաւորութեամբ շարունակեր են, մինչեւ որ շատ աւելի վերջ անդրադարձան 1915-ի աղէտին։ Եփրատ, Տիգրիս, Մնցուրի, Ախուրեան, բոլոր գետերէն ալ խմած եմ։ Բոլոր գետերուն մէջ նահատակներ մնացած են իմ ժողովուրդէս։ Իսկ բարեկամութիւնները որ ստեղծուեցան այս ճամբորդութիւններուն  ընթացքին, սխալ չհասկցուիմ, բայց ես այս կապերը կը նմանցնեմ ծովահեններու կեանքով, ուր ամէն նաւահանգիստի մէջ սիրելիներ կ’ունենան։ Կապ մը, որ սերունդէ սերունդ դեռ կը շարունակուի։
Պատմական Հայաստան իմ յաճախակի ճամբորդութիւններս, անոնց մասին գրելս եւ արտայայտուիլս՝ մասնագէտի մը համբաւը տուին ինծի։ Այդ պատճառով շատերը «Ակօս» կուգան ու կը դիմեն ինծի, որ իրենց հետ ճամբորդեմ ու իրենց առաջնորդեմ։ Ճամբորդութեան գրասենեակներ, նոյնիսկ փրոֆեսէօրներ, իրենց հետազօտութիւններուն համար։ Շատերը կþառաջարկեն վճարովի իրենց ուղեկցիլ։ Անշուշտ կþընդունիմ հետերնին ճամբորդել, բայց վճարումը կը մերժեմ։ Աս իմ հաճոյքս է, երբեք դրամի համար պիտի չընէի։ Որով «Ակօս»ը փարոս մըն է, բոլոր անոնց համար, որ այս երկրի մերժուած իրականութիւնները կը փնտռեն։
Այս երկրին մէջ 79 տարի կþապրիմ։ Լսած եմ անհամար զոհերու վկայութիւններ  եւ  յանցաւորներու խոստովանանքներ։ Ամէն անգամ որ նոյն վայրերը կþայցելէի տարբեր բաներ կը տեսնէի։ Ան եկեղեցին որ կը յաճախէի՝ քանդուած, ան մարդոց հետ որ կը զրուցէի՝ մահացած։ Գետափի ծառը որուն շուքին տակ շունչ մը կ’առնէի, ջրամբարէն խեղդուած։ Մարդոց ցեղասպանութենէն ետք, մշակութային ցեղասպանութիւնը կ’ոչնչացնէր ամէն ինչ։
Ես այս պատասխանը կուտամ Ցեղասպանութիւնը մերժողներուն։ Ինչպէ՞ս կարելի է բոլորն ալ տեսած ըլլան նոյն գէշ երազը։ Ե՛ւ հոս, ե՛ւ սփիւռքի մէջ, աշխարհի չորս կողմը։ Ինչպէ՞ս կարելի է հաւատալ, որ այսպիսի աղէտ մը կրնայ ծածուկ եւ անյայտ մնալ։

Այս ամէնը ապրելէ ետք, ինչո՞ւ շարունակեցիր Թուրքիոյ մէջ ապրիլ, ինչպէ՞ս տոկացիր։ Կամ ալ արդեօ՞ք մեր մշակոյթին եւ պատմութեան պահակ-տիտան մըն ես։

Երբ 1915-ին հայութեան կէսը նահատակուեցաւ եւ միւս կէսը ստիպուեցաւ աքսորի ճամբան առնելու, պզտիկ գաղութ մը հոս Պոլսոյ մէջ մնաց եւ անոնցմէ ալ ով որ տոկաց յաջորդական հարուածներուն՝ 37-ին, 43-ին, 55-ին եւ 64-ին եւ չլքեց այս երկիրը, ափ մը հայեր, պայքարեցանք եւ դեռ կը պայքարինք պահպանելու համար ի՛նչ որ կարելի է։ Հիմա դիւրին կը թուի, բայց այդ ժամանակներուն շատ դժուար եւ վտանգաւոր էր։
Անոնք որոնք չեն տեսած իրենց ժողովուրդի արմատախիլ ըլլալը, չեն հասկնար մեր զգացումները։ Իսկ մնացեալին կը պատասխանեմ. «հանգիստ եղէք, Արարատը տեղն է, վեհ եւ ձիւնածածկ։ Այսքան թշնամիներ, այսքան յարձակողական ցեղեր, իշխաններ եւ իշխանութիւններ անցան եւ գացին։
Եւ այո՛, ես այս երկրին մէջ կ’ապրիմ։ Եթէ Ֆրանսա, Ամերիկա, Յունաստան երթայի աւելի լա՞ւ պիտի ըլլար ինծի եւ իմ զաւակներուս համար։ Ո՛չ։ Ես հոս ծնայ, հոս է իմ հայրենիքս։ Ինչպէս որ Հրանդը ըսած էր «այո՛ կը սիրենք այս հողերը, բայց չենք սիրեր մեր հետ տանելու համար, կը սիրենք որպէսզի մեզի ծածկեն երբ յաւերժական աչքերնիս պիտի փակենք»։
Ուրեմն ես հոս եմ, մենք հոս ենք եւ հոս պիտի մնանք։

Հարցազրոյցը վարեց՝
Գուին Մինասեան

=========================

Baron Sarkis Seropyan’s documentary Films (8 parts) Link: (Turkish)

Nar Taneleri (Arsivi- Sarkis Seropian)

BADUHAN – interview with Baron Sarkis SeropianLink: (Turkish)

Baduhan Պատուհան | Sarkis Seropyan

 

Առասպելակոծ Ա. / Հայկ Նահապետ

=========================

ՈՉ ԵՒՍ Է ՍԱՐԳԻՍ ՍԵՐՈՎԲԵԱՆ

Խոր ցա­ւով վե­րա­հա­սու ե­ղանք, թէ շա­բա­թա­վեր­ջին իր մահ­կա­նա­ցուն կնքած է «Ա­կօս» շա­բա­թա­թեր­թի հա­յե­րէն բաժ­նի խմբա­գիր Սար­գիս Սե­րով­բեան։ 80 տա­րե­կան հա­սա­կին ան մա­հա­ցած է ա­նո­ղոք հի­ւան­դու­թեան պատ­ճա­ռով։

Իր սե­րուն­դի յատ­կան­շա­կան դէմ­քե­րէն մին ե­ղած է Սար­գիս Սե­րովբեան, ո­րու կեանքն ու գոր­ծու­նէու­թիւ­նը բազ­մա­կող­մա­նի եւ դի­պուկ ձե­ւով ներ­կա­յա­ցուած է այ­սօր հրա­պա­րա­կուած ըն­տա­նե­կան մա­հազ­դին մէջ։ Ան­ցեա­լի մէջ ԺԱ­ՄԱ­ՆԱԿ օ­րա­թեր­թին ալ աշ­խա­տակ­ցած Սար­գիս Սե­րով­բեան վեր­ջին շուրջ տաս­նհինգ տա­րի­նե­րու ըն­թաց­քին ան­փո­խա­րի­նե­լի նպաստ մը բե­րած էր «Ա­կօս» շա­բա­թա­թեր­թի կա­յաց­ման, գոր­ծակ­ցե­լով հան­գու­ցեալ Հրանդ Տին­քին հետ։ Ան հայ­կա­կան տոհ­միկ ար­ժէք­նե­րուն հե­տա­մուտ մտա­ւո­րա­կան մըն էր, ա­նու­շադ­րու­թեան չէր մատ­ներ նաեւ նա­խաք­րիս­տո­նէա­կան ու դի­ցա­բա­նա­կան հարս­տու­թիւն­նե­րը։ Հե­ղի­նա­կած էր նաեւ այս մա­սին գիրք մը, ու­նէր նաեւ թարգ­մա­նու­թիւն­ներ։

Ե­րախ­տա­շատ ու հա­մեստ գրչի մշակ մըն էր Սար­գիս Սե­րո­վբեան, ո­րու տա­րած աշ­խա­տան­քը ան­մո­ռա­նա­լի պի­տի դառ­նայ մեր ի­րա­կա­նու­թեան մէջ։

Այս տխուր առ­թիւ երկ­նա­յին հան­գիստ կը հայ­ցենք Սար­գիս Սե­րո­վբեա­նի հոգ­ւոյն՝ մեր խո­նար­հու­մը բե­րե­լով իր վաս­տա­կին առ­ջեւ։ Խո­րազ­գած վշտակ­ցու­թիւն­ներ կը յայտ­նենք իր կո­ղակ­ցին՝ Մա­նի­շակ Սե­րո­վբեա­նին, որդ­ւոյն՝ Վա­ղար­շակ Սրկ. Սե­րո­վբեա­նին, դստեր՝ Կա­րի­նէ Սե­րով­բեա­նին եւ հա­մայն ըն­տա­նի­քին։ Նոյն առ­թիւ մեր վշտակ­ցու­թիւն­նե­րը «Ա­կօս» շա­բա­թա­թեր­թի խմբագ­րու­թեան։

Երկուշաբթի, Մարտ 30, 2015
================================
Sarkis Seropyan: Geldi, anlattı, gitti...Fotoğraf: Berge Arabian

Sarkis Seropyan: Geldi, anlattı, gitti…

Paylaş

151

 30.03.2015 15:53GÜNCEL

“Hayatı boyunca iki ilkeye sadık kaldı: Atalarının onurunu korumak ve adaletsizliğe asla boyun eğmemek.” Aramızdan ayrılan Sarkis Seropyan’ı ailesi anlattı.

28 Mart Cumartesi günü aramızdan ayrılan, Agos’un kurucularından ve temel direklerinden, Ermenice bölümünün editörü Sarkis Seropyan’ın dolu dolu geçen hayatını ailesi bir yazıyla anlattı:

“Seksen yıl önce, Sıvaslı bir ailenin ilk çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Henüz iki yaşındayken öksüzlüğü tattı. Önce Dolapdere’deki Arti Gırtaran’da, sonra Esayan Okulu’nda Muşlu büyük Aziz, Mesrob Maşdots’un yarattığı alfabenin öğrencisi oldu. Öksüzlüğü lise ve yüksek öğrenim görmesine, güzel sanatlar eğitimi almasına elvermedi. İş hayatına atıldı. Soğutmacılık alanında mütevazı bir çalışan oldu.

Sonuna kadar Aziz Mesrob’un takipçisi olarak kaldı. Doymak bilmeyen bir okurdu. Ermeni tarihçiliğinin babası olan Aziz Movses, ölümsüz romancı Raffi onun en sevdiği dostları oldular. Onların aracılığı ile atalarının topraklarına tüm ömrü boyunca bağlı kaldı.

Askerlik yıllarında bu topraklara olan bağı daha da perçinlendi. İlahi bir tesadüfle askerliğini atalarının doğum yeri olan Sıvas’ta yaptı.

Çok genç yaşta aile ‘reisi’ oldu. Hem anneannesine, hem de annesine baktı.

Evlendi, iki çocuk, iki de torun sahibi oldu.

Atalarının toprağı onu her daim çağırdı. 4-5 kişilik küçük bir grupla çıktığı tüm Anadolu gezilerinde, Berç Kamparosyan en sevgili yoldaşıydı. Uzaktaki bir köy kilisesi veya manastırının kalıntıları onun için yegane ziyaret yerleri idi. Muş’taki Surp Garabed Manastırı’na adak ziyaretine giderken, Ganaçyan’ın ölümsüz eserini mırıldanıyordu: “Çangli, muradımı ver bana…”

Yıllar boyu süren geziler ve okumalar ürününü vermeye başladı. İstanbul’daki Ermeni basınının sayfaları onun yeni çalışma alanına dönüştü. “Jamanak”tan “Marmara”ya, “Kulis”ten “Surp Pırgiç”e her gazete ve dergide gezi notları, anıları ve araştırma yazıları yer aldı. Masallar ve kitaplar çevirdi. Bu topraklardaki Türk, Kürt, Alevi ve diğer tüm topluluklarının da Ermeni yazınını tanıması gerektiğine inandı. Kalan yıllarını da bu inanca adadı.

Yıllar sonra kendini iş hayatından emekli etti. Ve ilahi tesadüf bu noktada bir kez daha devreye girdi. Yolu Hrant Dink’le kesişti. Karşılıklı fikir alışverişi sonrası ve başka arkadaşların da desteğiyle haftalık Agos gazetesinin ilk sayısını ortaya çıkardılar. Böylece Agos’un iki Baron’u oldu; Baron Hrant ve Baron Seropyan.

Gazetenin Ermenice sayfalarının editörlüğünü üstlendi. Ofisteki küçük masasının çevresi her daim ziyaretçilerle şenlenirdi. Bu ziyaretçiler her seferinde Anadolu’nun kim bilir hangi köyüne, hangi şehrine, manastırına, aile köklerine, ya da Ermeni geleneklerine ilişkin sorularıyla gelirdi.

Sevgili arkadaşı Hrant Dink’i kaybettiğinde hayatının en ağır darbelerinden birini aldı. Son günlerine kadar Agos ailesinin en kıdemli üyesi oldu.

HAYCAR topluluğunun “gayrı resmi başkanı” olarak her yıl Anadolu gezilerine öncülük etti. İlerleyen yaşına karşın, bu adak ziyaretleri kendisine her seferinde güç katan bir kaynak oldu.

Hayatı boyunca iki ilkeye sadık kaldı;

atalarının onurunu korumak ve adaletsizliğe asla boyun eğmemek.

Ve bugün, 28 Mart 2015 Cumartesi günü, akşam saatlerinde eşim, babamız, dedemiz ve akrabamız

SARKİS SEROPYAN

evinde, ailesi ve sevenlerinin arasında, kısa süren amansız hastalık sonucu temiz ruhunu teslim etti.

‘Baron Seropyan’, 31 Mart 2015 Salı günü, 13:00’te Feriköy Surp Vartanants Kilisesi’nde düzenlenecek cenaze törenini müteakip, Şişli Ermeni Mezarlığı’nda sevgili anneannesi, babası ve annesinin yanına aile kabristanına defnedilecek.

Sevenlerine, kendisine değer veren herkese teessürle duyururuz.”

========================

Taraf:

Sadece Agos’un değil, Türkiye’nin kaybı

Sadece Agos’un değil, Türkiye’nin kaybı

29 Mart 2015 23:23 Kategori:Yaşam

Uzun zamandır hasta olduklarını, tedavi gördüklerini, yaşlarının bir hayli ilerlediğini bilsek bile tanıdığımız, saygı duyduğumuz, sevdiğimiz insanların ölüm haberlerine inanmakta güçlük çekeriz. Anılarımız gözlerimizin önünde belirir ve onların artık yaşamadığı gerçeğini kabul etmek istemeyiz. Agos’un Ermenice sayfalar editörü Sarkis Seropyan’ın cumartesi günü aramızdan ayrıldığını duyduğumda ben de buna benzer duygular hissettim. Aynı zamanda Agos’un kurucularından biri olan ve Ermeni tarihi ile mitolojisine ilişkin kitaplar yazan Sarkis Seropyan’ın bir süredir hasta olduğunu biliyordum halbuki. Agos’ta Sarkis Seropyan ile birlikte çalışma şansına sahip olmuş insanlardan biriyim ben. Onunla Ermeni tarihi hakkında yaptığımız sohbetler hâlâ aklımda.

Agos’tan ayrılıp Taraf’a geçtikten sonra da Sarkis Seropyan ile bağımı koparmadım. Bazen çeşitli etkinliklerde karşılaşıp konuşurduk. En son iki ay evvel Agos’a uğradığımda görmüştüm onu. Kaç kişi farkında bilmiyorum ama Sarkis Seropyan, sadece Agos için değil, Türkiye için de büyük kayıp. Eğer Seropyan’ın “Cangülüm, Anahit ve Kazben” adlı kitabı olmasaydı Türkiyeli okurlar Ermeni mitolojisinin varlığından haberdar olmayacaktı örneğin. Sadece gazeteci ve yazar değil, aynı zamanda çevirmendi Seropyan. Türkçeye kazandırdığı kitaplar arasında Keğam Kerovpyan’ın “Mitolojik Ermeni Tarihi”, Artak Movsisyan’ın “Aratta Kutsal Yasalar Ülkesi” ve Levon Haçikyan’ın “Hemşin Gizemi” geliyor aklıma. Seropyan’ın zor bir yaşamı oldu. İki yaşındayken babasını kaybetti ve ekonomik sıkıntılar yüzünden ortaokuldayken öğrenimine son verip buzdolabı tamircisi olarak çalışmaya başladı. 1996’da ise Hrant Dink’in de dahil olduğu bir ekiple birlikte Agos’u kurarak gazeteciliğe başladı. Seropyan, Ermeni kültürünü Türkiyeli okura tanıtan önemli kalemlerden biriydi. Her ne kadar artık aramızda olmasa da yazdıklarıyla yaşayacak.

ÖZLEM ERTAN

=================================

 

ՑԱՎԱԿՑԱԿԱՆ ԳԻՐ

Ցավ ի սիրտ և տրտմությամբ տեղեկացանք «Ակօս» շաբաթաթերթի հայերեն էջերի խմբագիր Սարգիս Սերոբյանի մահվան մասին: Ամեն անգամ, երբ կարդում էինք խմբագրի հայագիտական, պատմագիտական և ստուգաբանական հոդվածները, համոզվում էինք, որ նրա նմաններն են Հայաստանից դուրս իրենց գրչով ու տաղանդով սերունդների համար հայաճանաչության և հայապահպանության ջահակիր դառնում: Մեր խորին վշտակցությունն ենք հայտնում «Ակօս» շաբաթաթերթի խմբագրական կազմին և Սարգիս Սերոբյանի ընտանիքին ու ազգականներին և ակնկալում, որ այս անդառնալի ցավը հարության հույսով ու հավատքով արժանապատվորեն կկրեն:
Հ Ա Յ Ա Ռ Ա Ք Ե Լ Ա Կ Ա Ն                              ARMENIAN APOSTOLIC
            Ե Կ Ե Ղ Ե Ց Ի                                                        CHURCH
 Ա Ռ Ա Ջ Ն Ո Ր Դ Ա Ր Ա Ն                                PRELACY OF DIOCESE ՕF
 Գ Ո Ւ Գ Ա Ր Ա Ց Թ Ե Մ Ի                                            GOUGARK
ՀԱՅԱՍՏԱՆԻ ՀԱՆՐԱՊԵՏՈՒԹՅՈՒՆ ZAKARIAN 33, VANADZOR
ՎԱՆԱՁՈՐ, ԶԱՔԱՐՅԱՆ 33 REPUBLIC OF ARMENIA
Հեռ. (+374-322) 2-03-86, 2-04-88 Tel. (+374-322) 2-03-86, 2-04-88
Ֆաքս (+374-322) 2-04-88 FAX (+374-322) 2-04-88
30 մարտ 2015Ã.
ՑԱՎԱԿՑԱԿԱՆ ԳԻՐ
Ցավ ի սիրտ և տրտմությամբ տեղեկացանք «Ակօս» շաբաթաթերթի հայերեն
էջերի խմբագիր Սարգիս Սերոբյանի մահվան մասին: Ամեն անգամ, երբ կարդում էինք խմբագրի հայագիտական, պատմագիտական և ստուգաբանական հոդվածները, համոզվում էինք, որ նրա նմաններն են Հայաստանից դուրս իրենց գրչով ու տաղանդով սերունդների համար հայաճանաչության և հայապահպանության ջահակիր դառնում:
Մեր խորին վշտակցությունն ենք հայտնում «Ակօս» շաբաթաթերթի
խմբագրական կազմին և Սարգիս Սերոբյանի ընտանիքին ու ազգականներին և ակնկալում, որ այս անդառնալի ցավը հարության հույսով ու հավատքով արժանապատվորեն կկրեն:
Աղոթում ենք, որ Բարձրյալն Աստված ընդունի նրա հոգին երկնային լույս
օթևաններում և կենարար Սուրբ Հոգու շնորհներով մխիթարություն ու համբերություն
պարգևի ամենքիս:
Հիշատակն արդարոց օրհնությամբ եղիցի. ամէն:
 Աղոթարար`
Սեպուհ արքեպիսկոպոս Չուլջյան
Առաջնորդ Գուգարաց թեմի
========================================
Aris Yalman Nalci’nın paylaşımından öğrendim gittiğini.
Attığım acı çığlık mamamı yerinden sıçrattı…
“Ne oldu kızım?” diye sordu alacağı cevaptan korkarak.
O tanımazdı seni.
Seni anlattım. Konuşmalarını dinlettim.
“Tonton bir insan. Belli ki iyi biriymiş.” dedi üzülerek.
Cumartesiden beri yüreğime çöreklenen hüzünle soluk alıyorum…
Eksik hissediyorum kendimi Sarkis daydayım…
Sen gibi büyüklerimizin bizi bırakıp gidişleri neden bunca çok acıtır canımı?
Neden kendimi Hayastan’ın dağlarında tek başıma bırakılmış gibi öksüz, yetim hissederim?
Senin gidişin savurdu attı benliğimi Sasun dağlarına…
1915’de kir pas içindeki yüzü gözyaşlarıyla yıkanan 3 yaşında bir çocuğum kimsesiz…
Biraz daha kalaydın ya ne olurdu sanki…
Dede çigar, hayrig çigar, Sarkis daydayıs gar…
Tun al katsir…
Bir ben bilirdim, oralarda olduğunu bilmenin bana verdiği gücün değerini…
Gitmişsin…
Yüreğim çığlık çığlık, dilim lal…

.

 Anjel Dikme

=============================================

Agos’un canlı hafızası Baron Seropyan’a veda

 

Agos’un canlı hafızası Baron Seropyan’a veda
Fotoğraflar: Berge Arabian
.
VIDEO

Baron Sarkis Seropyan son kez yuvasında (Vartges Hergel Video)

.

 31.03.2015 22:09GÜNCEL

Sarkis Seropyan bugün (31 Mart) son yolculuğuna uğurlandı. 80 yıla sığdırdığı dolu hayatı cenaze töreninde daha da görünür oldu; onlarca dostu Baron Seropyan’ı bu son yolculukta da yalnız bırakmadı

Agos’un kurucularından Sarkis Seropyan için ilk tören Feriköy Surp Vartanants Kilisesi’nde düzenlendi.

Cenaze törenini yöneten Ruhani Kurul Başkanı Başrahip Tatul Anuşyan, konuşmasında Sarkis Seropyan’ın dürüstlüğünü, cesaretini ve kültür insanı vasfını vurguladı:

“Sarkis Seropyan cesurdu, edinmiş olduğu her şeyi cesaretle aktardı. O, bu ne düşünür diye düşünmeden, doğru bildiğini, gerçek olanı okudu, araştırdı, inceledi, aktardı. Tavrını sergilerken doğru bildiğini söylemekten kaçınmadı. Birilerine sevimli görünmek adına hayat çizgisini değiştirmedi. Aynı çizgide evlatlar yetiştirdi.

Anadolu’dan getirmiş olduğu kültürünü yeni ve eski nesillere aktardı. Az konuşurdu genelde. Ciddi görüntüsünün arkasında, onunla dost olanlar bilirler, neşeli gözleri vardı. Evini, yakınlarını kültür yuvasına çevirdi.”

 

 

“Her lafının özü vardı”

“Boş laf konuştuğu duymadım, her lafının özü vardı, anlamlıydı. Etrafımızın saçma sapan konuşan insanlarla çevrili olduğu bu devirde kültür ve gelenek yolunda olmaktan vazgeçmedi.”

“Ömrüne o kadar çok şey sığdırdı ki..Biz mutluyuz onu tanıdığımız için, üzgünüz mahrum kaldığımız için. İçi dolu işler yapabilmek bir Tanrı lütfu. Nice kültür insanları çıkar aramızdan diye dua ediyorum.”

Surp Vartanants Kilisesi’ndeki cenaze töreninin ardından onlarca kişi, Baron Seropyan’ın yıllarını geçirdiği Agos’un eski binasına, Sebat Apartmanı’nın önüne alkışlarla yürüdü. Agos çalışanlarının Türkçe ve Ermenice hazırladığı ‘Güle Güle Baron Seropyan’ yazısının önünde gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ve Ermenice bölümü editörlerinden Pakrat Estukyan konuştu.

“Bir soruyla gider, 15 soruluk bilgiyle geri dönerdik”

Danzikyan, Sarkis Seropyan’ın Agos için ne anlam ifade ettiğini şu sözlerle anlattı:

“Bugün burada bir Baronu, abimizi, ahpariğimizi uğurluyoruz. Bu dünyada ter döktü, çaba döktü. Hem biz çalışanlara, hem de onunla irtibatta olanlara güven verirdi varlığı. Bavurabileceğimiz bir kültür deryasıydı. Sarksi ahpariğimizin yanına bir soruyla gider, 15 soruluk bilgiyle geri dönerdik.”

“Baron Seropyan, aynı zaman Ermeni diline çok hakimdi. Ama sadece bununla da tanımlanamaz. Alaylı ve çok iyi bir gazeteciydi. Agos’un düşünüldüğü günden itibaren, 3 hafta öncesine kadar Agos’a büyük emek verdi. Gazetemizin canlı hafızasıydı. Daha yapacak çok işimiz vardı.”

 

 

‘Duruşuyla devrimci tavrın abidesiydi”

Pakrat Estukyan ise, Seropyan’ın devrimci kimliğinden bahsetti:

“Bizler Agos çalışanları olarak hala şok halindeyiz. Kolay kolay dolduramayacağımız bir boşluk oluştu.“

“Kendisi mesleğinin gazetecilik olduğunu istihzayla söylerdi. Agos kuruluşu itibariyle, kurucu aklından ötürü devrimci bir gazeteyse Sarkis abi duruşuyla, çalışma disipliniyle bu devrimci tavrın somutlaşmış abidesiydi.”

 

 

Sarkis Seropyan, Agos’un önündeki törenin ardından Şişli Ermeni Mezarlığı’nda dualarla defnedildi.

==============================================


Comments are closed.